Tarih, Newton ve doksanlar ruhunu kaybetmeyenlere

 


Aslında niyetim önce Küçük Kadınlar okuyup biraz kafa dağıtmak, dizi takip eder gibi Amerikan iç savaşı sırasında, sıradan bir ailenin cici kızlarının gündelik hayatlarıyla bir süre hemhal olmaktı. Çünkü daha yeni bir biyografi kitabı bitirmiştim, mevzubahis Isaac Newton olunca tabii, kitabın biyografik kısmı bitip de kuramlar ve felsefe başlayınca sonlara doğru inceden afakanlar basmıştı bir. Ama tabii, ikinci yarısında zorlaşan bir okuma ve lise yıllarında en çok zorlandığım caanım fizik dersi bile beni Newton aşkımdan, defalarca temize çekme huyundan muzdarip, el yazmalarını yatağının altında saklayan, fiziğin babası, kalkülüsün, yerçekiminin, hareket kanunlarının mucidi ve beyaz ışığın saf değil de tüm renklerin birleşimi olduğunu bize öğreten ve tüm bu bilimsel uğraşılarına karşın, aslında zamanın çoğunu İncil ve simya uğraşılarıyla geçiren büyük dahiye olan ilgimi kolay kolay söndüremeyecek, ben hep bir yanımla bu adama hayranlık duyacağım. 

Nerede kalmıştık, evet, aslında Küçük Kadınlar'ı almak niyetiyle kütüphaneye gitmiştim, öncesinde de cep kütüphanemden kitabın kodunu öğrenmiş ve rafları taramaya başlamıştım. Ama gelgelelim kitap yerinde yoktu. Geçen sefer de aynı şeyi yaşamıştım, kütüphaneciye söyleyip bir iki tur da o bakmıştı ve en sonunda kitabın ellerinde olmadığını söylemişti üzülerek. Sistemde rafta görünen kitapların yerinde yeller esiyor olması can sıkıcı bir durum olsa da kabullenip başka bir kitap almıştım. Bir de kütüphanecinin peşine takılıp o ararken bir posta daha arıyormuş gibi yapmak, o sessizlikte herkes masalarına gömülmüş ders çalışırken eli mahkum adamın peşinde posta posta aramak da aramak, en sonunda da zaten bulamamak falan, tekrarını yaşamak isteyeceğim türden bir durum değil :D





Bu seferkinde kütüphaneciye sormadım bu yüzden, sağ olsun ilgili ama nihayetinde benden farklı bir şey yaptığı da yok, e zaten ben de üstünüze afiyet iyi de bir kitap bulucuyumdur, sağlamca bakınıp bulamayınca ben de okumayı düşündüğüm bir sonraki kitabı aldım rafların arasından.16. Yüzyılda İstanbul'u çoğunlukla o dönem yaşamış elçilerin gözünden inceleyen, Metin And hocanın yurtdışındaki müzelerin kıymetli eserlerinden büyük bir zahmetle edindiği ve bizlerin de bu vesileyle ilk defa bu kitapta gördüğümüz harikulade resimler ve minyatürlerle süslenmiş, kuşe kağıdına basılı çok keyifli bir tarih kitabı. Kaçırılmaz. 

Bu güzel kitap bir başka büyük değerlerimizden İstanbul hayranı bir sanat tarihçisi, bir bizantolog olan  Semavi Eyice'ye atfedilmiş. Başka bir gün de onun kalemini okumayı çok isterim nasipse. 





Bir de, Küçük Kadınlar hikayesiyle seneler önce 1994 yapımı versiyonunu izleyerek tanışmıştım. Tatlı da bir uyarlama, ilgisi olanlar baksın. Kadroda ünlü isimlerin oldukça genç halleri oynuyor, Winona Ryder, Christian Bale ve filmin çekildiği tarihlerde küçük bir kız olan Kirsten Dunst gibi. 

Christmas ruhu taşıyan, noel filmlerinden biri. Bu bağlamda bence kış aylarında, ve belki de şu sıralar izlemek için çok uygun. Winona Ryder'a karşı da hep bir sempati beslemişimdir nedense, bayağı da beğenirim kendisini, doksanlı yıllardaki tarzını ikonik bulurum. Kendisini daha önce Reality Bites, Destination Wedding, Beetlejuice ve Scissorhands'te izlemiştim. Bir de tabii, geçmişte Johnny Depp ile bir dönem ilişkisi olduğunu, bir zamanlar kleptomaniden tedavi gördüğünü falan biliyorum. İşte öyle, nedensizce seviyorum ve aynı duyguyu Ethan Hawke' a karşı da hissediyorum mesela. Ki zaten Before trilojisinden sonra böyle hissetmemek namümkün. Reality Bites'ta da Troy karakteriyle yine sevmiştik onu, Winona Ryder da o filmde hakikaten göz kamaştırıyordu, nasıl duruydu.



Ki bu film de klişe bir gençlik filminden daha fazlasını vadediyordu hakikaten. Replikleri, düşündürdükleri, karakterleriyle izlenesi, iyi hissettiren, iyi gelen bir doksanlar filmi. 

Sırf şu replik ve bu repliğin sahibi Troy karakterini tanımak için izlenebilir pekala,

" You see, Laine, this is all we need. A couple of smokes, 
a cup of coffee and a little bit of conversation. 
You and me and five bucks. "

Benim için emsallerinden ayrılmış, bir tık özel bir yeri var. 
İşte böyle.  


Yorumlar

  1. hawke şeker gibi yaa bir de iyi müzisyen ve aynı zamanda çizgi romanlar yazıyor :) winona dan şeyi izlesenee izlemediysen, girl interrupted :) tarih kitabını not aldım, küçük kadınlar ivit :) geçen sene de yeniden çevrildi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmmms iyiymiş ya haberim yoktu :) onun afişi beni itmisti biraz ondan izlememistim ama bakarim inşallah listeye aldım :) eveet yeniden çevrildi ama onu izleyesim gelmedi benim pek, şu Timothee denen oğlanı sevmiyorum ahajajsjd Christian bale'i tercih ederim lol

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocukluk aşklarına övgü

Rochester sayıklamaları ve çocukluğa dair

Chick flicklerden kopamamak, Freaky Friday